Zindanlardan mektuplar
Kızıl Bayrak dergisi çalışanlarına merhaba!
Siz dostlara sevgi ve selamlarımı yolluyorum. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Yeni yılınızı emekten, özgürlük, eşitlikten yana mücadele ve direnç dolu coşkuyla kutluyorum. Halklarımızın ve tüm emekçilerin yılı olması için tüm mücadele edenleri selamlıyorum.
Sevgili dostlar Kızıl Bayrak dergisini adıma yollayabilirseniz sevinirim. Özellikle esnek çalışma üzerine derginizde işlediğiniz makaleleri önemsiyorum. Başarılar diliyorum.
Sevgiyle, nice seneler...
Sadık Sabancılar
Kırıkkale F Tipi Hapishanesi C-9
Değerli dostlar merhaba;
Hepinizi devrimci dostluk duygularımla selamlıyorum. Yeni mücadele yılınız kutlu olsun. Yeni yılın tüm dünya halkları ve devrimcileri için mücadele ve başarılarla, zaferlerle dolu bir yıl olmasını diliyorum.
Değerli dostlar, yarın Sincan Kadın Hapishanesine sevk oluyorum (bu nedenle acele yazıyorum, kusura bakmayın). Bu hapishanede tek tutulduğum 5 ay boyunca devrimci dostluğunuzla, paylaşımınız ve dayanışmanızla zenginleştim, çoğaldım. Çok değerli ve anlamlı bu dostluğunuz için çok teşekkür ediyorum.
Selamlar, başarılar.
Deniz Tepeli
Sincan Kadın Hapishanesi / Ankara
Merhaba değerli arkadaşlar;
Yeni bir yılı daha coşku ve kararlılıkla karşılamaya hazırlanıyoruz.
2011 yılının özgürlüklerin, işçilerin, emekçilerin kurtuluşa giden yılı olmasını diliyorum.
Bu duygularla siz Kızıl Bayrak emekçilerinin 2011 yeni yılını en içten devrimci duygularımla kutluyorum. Sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlüsü
Alaattin Öğet
1 No’lu F Tipi Hapishanesi C-Tek-54 Tekirdağ
Sevdaya yakarış ve övgü
Bir parıltı olup
geçme içimden
bak kısırlık döngüsü var
bu havalarda
savur,
güneşten yonttuğun
ışığı rüzgarda
böyle diyalektik
yaraşır sana
sen;
köklerinin derinliklerini
salkımlarıyla örten
salkımsöğüdüm
maya tuttu,
artık fırtınalar kopacak
soluğunu, tut
ama, yüreğini kurutma.
Bekle bu gelişin
büyük umut olacak.
Unutma,
seninle başlayan
sende bitmiyor
dolaşıyor sokaklarda
gerçeğin yüzü
bir anlaşılabilse
ne olduğun
bir kendi dışına çıkıp
görebilsen kendini
nasıl da kurutur gözyaşlarını
gözlerindeki alev
verip aydınlığını insana
sönümlenmek için
olmak gerekir
dünyayı kasıp kavuran bir dev
seçkin,
acılar giysilerimizden
daha derine inmemeli
zira bu sevdanın ruhu
paylaşarak
acısını insanlığın
ayakta kalabilmeli
tarihsel ayrıcalığımız
bu değil mi sanki?
Dönüp dolaşıp
hep oradan öğrenmeli
büyük kalpler ve akıllardır ki
hiç ama hiç
zindeliğini yitirmemeli.
Sen hayatın bize
en büyük armağanısın
sen yaşamın anlamlı
amacına kilitlenmiş
kocaman aracısın.
H. Coşkunel
Devletin elinde veri yokmuş
Son 10 yılda cezaevlerinde 1659 tutuklu ve hükümlüyü ölüme gönderen sermaye devleti, cezaevlerindeki hasta tutuklu ve hükümlülerin sayısını bilmiyormuş.
CHP İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız’ın soru önergesini yanıtlayan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, sağlık sorunu yaşayan hükümlülerin mevcudu, bunların hangi hastalıklara yakalandığı, yatalak olup olmadıkları, bu hastalıklarının hayati tehlike oluşturup oluşturmadığı ve sağlık durumlarının aciliyetine ilişkin olarak Adalet Bakanlığı’nda istatistiki veri bulunmadığını belirtti.
Ergin, ceza infaz kurumlarındaki hükümlü ve tutukluların süreç içinde tahliye olmalarını, başka kurumlara nakledilmelerini ve yerlerine yeni tutuklu ve hükümlülerin gelmesini gerekçe gösterdi.
İHD İstanbul Dökümantasyon Birimi, cezaevlerindeki hasta tutukluların listesini açıkladı. Listede 101 hasta tutuklunun bilgisi yer alırken bazı isimler şunlar:
Samet Çelik: 2007 yılında kemik iliğine bağlı bir çeşit kanser olan Myelodisblastik Sendrom (MDS) hastalığı tanısı konuldu.
Halil Güneş: Kemik kanseri.
İsmet Ayaz: Yaklaşık 10 yıldır “Çölyak” hastası. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, bedeni 10 yaşındaki çocuk gibi.
Taylan Çintay: Mesane kanseri.
Hediye Aksoy: İki gözünü kaybetmiş. Altı yıl cezaevinde kalmış ancak tedavi edilmemiş. Böbrek sorunu ve geçirdiği ağır ameliyatlar nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşıyor.
Görgün Oktar: Ciğerlerinden beş kez ameliyat olmuş, ciğerinin yarısı alınmış. Durumu ağır. Cezaevi koşullarında tedavi edilmesi imkânsız.
Temino Baysal: Belden aşağısı felçli. Diyarbakır Devlet Hastanesi’nin raporuna göre %80 özürlü. Oğlu Kurban Baysal (18), belden aşağısı felç olan baba Temino Baysal’a bakabilmek amacıyla babası ile beraber cezaevinde yatıyor.
Latif Bodur: Akciğer Kanseri. Durumu her gün kötüye gidiyor.
İmam Çelikbilek: Hafızasını yitirmiş. Yardım almadan tuvalete bile gidemiyor.
Erol Zavar: Mesane kanseri. Otuza yakın tıbbi müdahale ya da ameliyat geçirdi. Tecrit koşulları hastalığını ölümcül düzeye taşıdığı gibi hastalık ve rahatsızlıklarla da tanışmasına neden oldu. Mart 2007’de safra kesesi alındı.
Hayati Kaytan: Donmadan kaynaklı sol ayak parmakları kökten, sağ ayak parmakları ilk eklemden kesilmiş durumda. Beynindeki ur nedeniyle ameliyat edildi durumu kötü.
Mehmet Ali Çelebi: Wernicke Korsakof-İleri derecede şizofren. Rapor verilmiyor tahliye edilmiyor.
Remzi Aydın:Tekerlekli sandalye kullanıyor.
Aslan Karslı: İleri Korsakof hastası, 5 kez “tahliye raporu” verilmiş, ancak halen salınmıyor.
Hazne Haykır: 70 yaşında kalp hastası ve psikolojik durumu kötü. Yemek almıyor ve geceleri uyumuyor, travma geçiriyor.
Abdurrahman Yıldırım: Başında şarapnel parçası var.
Zeynel Karabulut: Ölüm orucu kaynaklı ayak damarlarında tıkanma nedeniyle çift koltuk değneği kullanarak günlük ihtiyaçlarını karşılayabiliyor.
Mehmet Emin Akdağ: 1997 yılında cezaevinde gördüğü işkence ve kötü muamele sonucu vücudunun sağ tarafı felç. 2003’te “cezaevinde yatamaz” raporuyla serbest bırakıldı. 2009’da tekrar tutuklandı.
Murşit Arslan: Yüzde 90 oranında felçli olduğu için 2000’de affedildi. Ardından tekrar tutuklandı. Şimdi cezaevinde yaşam mücadelesi veriyor.
|